Benim New York Hikayem

En uzun ve en güzel hikayelerimden biri!

Yıl 2010. Çalıştığım Yurt dışı Eğitim Danışmanlık şirketinde 3 yılımı doldurmuşum bile! Hatta Hacettepe üniversitesinden mezun olduktan sonra, iş hayatıma da Ankara’ da devam ettiğim için ev bile tutmuşum. Aşağı Ayrancı! Evim, işim, arkadaşlarım… her şey çok güzel derken! Hooooop gene sol tarafımda (aslında belki de sağ tarafımda) beliren sevgili meleğim uzun zamandır planladığım ama bir türlü harekete geçemediğim hayalimi gerçekleştirmem gerektiğini fısıldıyor! 

YURT DIŞI HAYALİNİZ VARSA, ERTELEMEYİN!

Sanki bu işi yapacağımı biliyormuşum gibi küçüklüğümden beri sürekli bir yurt dışı hayali her yerimi sarmış durumda! Bir başarılı, bir başarısız girişimden sonra aklımdan çıkmayan özellikle New York hayalimi gerçekleştirme kararı bana gene bir anda geldi. Evde boş boş düşünürken uyuya kaldım, deli deli bir sürü rüya gördüm, uyandığımda kararımı çoktan vermiştim, 1 saat içinde de kendimi patronumun karşısında kararımı açıklarken buldum. Tabii ki nasıl giderim, nerde kalırım ne yaparım kısmı bende yok, ama kafama girmiş bir kere ya, uygulanacak mecbur. Bir yolunu buluruz diye çıkıyorum yola ve her zaman olduğu gibi gene bir yolunu buluyoruz 🙂

NEW YORK BENİ ÇAĞIRIYOR!

Patronumla görüştükten sonra 2 ay daha çalışmam gereken süre bana da iyi geldi; hem biraz daha plan yapabildim hem de uçak biletim için para biriktirdim. Ailemden aldığım harçlıkla da kendimi bir anda uçakta giderken buldum. New York’u ilk görüşüm olmayacaktı aslında, daha önce her Work and Travel programına katılan öğrencinin yaptığı gibi, ben de programımdan sonra gezmek için bu büyülü şehre gelmiştim. Gene de o zaman bu kadar heyecanlanmamıştım. Kendi başıma, kendi sorumluluğumda aldığım karar ile – ne kadar doğru olduğunu bile bilmeden – bir bilinmezliğe doğru gidiyordum. Ne olursa olsun bu bilinmezlik New York’taydı ve ben bunu başaracaktım!

O dönemde New York’a dil eğitimine göndermiş olduğum yakın arkadaşım bana sağ olsun evini açtı, üstelik beni havaalanından almaya geldi! O zaman bunun kıymetinin benim için ne kadar büyük olduğunu bilmiyordu bile! Havaalanından E trenini alıp mavi hat üzerinden Times durağına kadar gittik. NY metrosu ne kadar çirkin ve aslında ne kadar da güzeldi! 

NEW YORK METROLARI;

Hakikaten eski ve çirkinler, ama bir de kendilerine özgü şahane bir güzellikleri var! Metronuzu beklerken farelerin demir hatlar üzerinden gezdiğini rahatlıkla görebilirsiniz. Ha bir de inanılmaz gelişmiş bir metro sistemleri var! Yerin altında sanki başka bir dünya var . Benim metro sistemine alışmam oldukça zaman aldı, hatta sonrasında Boston’ a gidip metroya bindiğimde bu METRO çılgınlığının New York’a özgü olduğunu daha iyi anladım. Çok karmaşık, bir o kadar güzel! New York metro hatları için bu linke bakabilirsiniz; https://new.mta.info/maps

New York METRO

Arkadaşım ile birlikte yerin altındaki şehirden üstündeki şehire geçince, gerçekten de romantik komedi filmlerinde yaşanan bir sahne gibi, kafamı havaya doğru kaldırdım ve inanamadım. Neredeyse Times meydanındayız, şehrin bütün ışıkları, canlılığı, ihtişamı tam da tepemde! Tabii ki sen mi büyüksün New York ben mi demedim. Sen büyüksün New York dedim. Sen büyüksün ve çok güzelsin ve ben iyi ki buradayım!

NEW YORK’ TA KONAKLAMALARIN NE KADAR PAHALI OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?

Sonra yavaş yavaş hayaller hayatlar kısmına girizgâh yaptık ve eve doğru yola çıktık. Tamam tabii ki Manhattan’da bir gökdelende oturmamızı beklemiyordum ama en azından New York’ ta oluruz sanmıştım. Sonrasında anladım ki New York’ ta konaklamalar oldukça pahalı ve biz de özellikle uzun süreli kalan öğrenciler gibi NEW JERSEY yolunu tuttuk.

NEW YORK’ TA KONAKLAMA

New York şehir olarak gerçekten konaklamaların pahalı olduğu bir yer. Ekonomik konaklama için daha çok Manhattan’ın yukarıları Bronx ya da gene merkeze 40-45 dakika uzaklıkta Queens bölgeleri tercih ediliyor. Hatta en meşhur yerlerden biri de artık baya pahalılaşan Astoria. Eskiden Brooklyn de bir alternatifmiş ama özellikle Gossip Girl’den sonrasında burada uygun konaklama bulmak için de oldukça uzaklaşmanız gerekiyor. Bir diğer alternatif ise aslında başka bir şehri bırakın şehri başka bir eyalet olan NEW JERSEY. Bizim de yola koyulup gideceğimiz olan yer 🙂 Burası New York’ a çok yakın ve konaklamalar da kıyasla çok daha uygun. Üstelik en güzel New York manzarası da burada, onu da eklemek lazım.

New Jersey’nin birçok şehrinden New York’a tren, otobüs ve dolmuş gibi alternatifler var. Evet dolmuş. Bildiğiniz bizim Taksim Beşiktaş dolmuşu gibi – aynı derecede sizi hoplatan – genelde Meksikalıların tekelinde olan dolmuşlar. 

New Jersey, Union City

Biz de arkadaşımla birlikte, otobüs ve tren istasyonu olan Port Authority’ deki dolmuş durağına giderek dolmuşumuza bindik ve hoplayarak evimizin bulunduğu Union City’ e ulaştık. Bu şehir herhalde New York’ a en yakın şehirlerden bir tanesidir. Evden Manhattan’ın merkezine bu dolmuşlarla kafamın tavana çarpma pahasına 20 dakikada gittiğimi bilirim. Aynı zamanda buradan sahile yürürseniz gerçekten de çok güzel bir manzara görebilirsiniz. Yalnız burada yaşamak istiyorsanız, az biraz İspanyolca öğrenmenizi tavsiye ederim çünkü burası bir Meksika şehri gibi. Gene de New York’ ta kaldığım süre boyunca bana ev olan bu kasabamsı şehri de çok sevdiğimi söyleyebilirim.

MANHATTAN

NEW YORK’ TA HAYAT;

Evimize ulaşıp, birkaç gün jet lag olayını üstümden attık sonra kendimi New York’ un yaşamına bir bıraktım pir bıraktım. Bu süreçte, bir toefl kursuna devam ettiğimi ve bir Türk restoranında “yardım amaçlı” 🙂 bulunduğumu belirtmek isterim… Su gibi geçen bu 6 aydaki yararlı olabileceğiniz düşündüğüm mini izlenimlerimi hemen aşağıya bırakıyorum; 

  • NEW YORK bir süre yaşamak için muhteşem bir şehir – ama hayat kesinlikle çok hızlı! Geçirdiğim 6 ayın bana 1 ay gelmesi muhtemelen bundan kaynaklıdır. Özellikle sürekli gezip tozmak yerine okuldan sonra gitmeniz gereken bir restoran varsa ordan oraya koşuştururken bulabiliyorsunuz kendinizi, ama güzel yanı – akşam eve gidip kafanızı yatığa koyduğunuzda saniyesinde uykuya dalabliyor olmanız 🙂
  • NEW YORK’ ta herkes rahat. Kim ne giymiş, kafasına ne takmış, eteği kısa mıymış, paltosu yırtık mıymış gibi dertleri yok insanların. Yani bu şehirde kendinize istediğiniz tarzı yaratabilirsiniz, üstelik yaratmaya da bilirsiniz, kimsenin umurunda değil 🙂 Kendinizi nasıl mutlu hissediyorsanız öyle!
  • Çok çok kozmopolit bir şehir! Times Meydanında saçınızı bir kenara atmış havalı havalı yürürken hayal edin şimdi kendinizi ve etrafı gözlemleyin. Muhtemelen gördüğünüz 5 kişiden sadece biri gerçekten Amerikalı daha doğrusu Amerikalı bir aileye sahip Amerikalı olacaktır. Genelde birçok insanın kökeni farklı ki bu şehre daha fazla renk katıyor – ya da birçoğu turist, öğrenci… benim gibi bir hayalin peşine takılıp gelenlerden 😉
  • NEW YORK’ ta dondurma çokkk güzel! Gerçekten çok güzel. 
  • NEW YORK’ ta alışverişe gelecek olursak – özellikle Macy’s (çok katlı kocaman Boynerimsi alışveriş merkezi) birçok ünlü markanın ürünlerini uyguna bulabilirsiniz. Hemen karşısında Victorias Secret’ in gene çok katlı binasında Türkiye’dekinin 5’ te biri fiyata alışveri yapabilirsiniz. Hemen onun karşısında Forever 21, American Eagle diye listeyi uzatarak ilerleyebiliriz. Tabii ki şehrin biraz dışındaki OUTLET’ leri unutmayalım. Özellikle indirimleri takip edip doğru zamanda giderseniz birçok markayı çok daha ucuza alabilirsiniz. Benim 6 aylık süreçteki en keyif aldığım şeylerden biri de tabii ki ALIŞVERİŞTİ. Dolar henüz 2 iken gittiğim için her şey çok ucuzdu. Öyle ki dönerken ek ücretini ödemeyi kabul etmeme rağmen (artık ne kadar çoktuysa) birçok şeyimi Amerika’da bırakmak zorunda kaldım. Yağmur botlarım hala gözümde tüter.. Aynı hatayı yapmayın biraz boş valizle gidin derim.
  • Ayrıca NEW YORK’ ta kokteyller de çok güzel. Birçok kokteyl restoranı, barı bulunuyor. Hem arkadaşlarınızla sosyalleşmek için hem de alkollü ya da alkolsüz leziz kokteyller denemek için harika!
  • NEW YORK aynı zamanda tüüüüm dünya mutfağına ev sahipliği yapıyor. Eğer her hafta kıymetli paranızı farklı bir kültür tatmak için harcamak isterseniz, her hafta gidebileceğiniz farklı leziz yerler bulabilirsiniz. Türk, Yunan, Çin, İtalyan, Meksikan, Steak House’lar ve daha çokları. Ben de mümkün olduğunca ve param yettiğince hepsini denemeye çalıştım ve gittiğim hiçbir yerden de pişman olmadım 🙂
  • Türklerin de fazlaca bulunduğu bir yer. Benim bulunduğum Türk restoranının sahibi bir TÜRK ŞEFİ ve Amerika’da da oldukça ünlü bir şef. Orada bulunduğum sürece burada görmediğim ünlüleri görmüşümdür. Nur içinde yatsın, şefimizin lakabı “DELİ” ydi. Çünkü gerçekten deliydi. Ama yaptığı işte çok iyiydi. Bunu bu sene vefat haberini aldıktan sonra Amerika’da çıkan “değerli kayıp” haberlerinden de daha iyi anladım. Rest in Peace.
  • NEW YORK lokasyon olarak da birçok yere gidip gezebileceğiniz bir konumda. Orada bulunduğum süreçte;
  1. Boston’a otobüsle günü birlikte gezmeye gittim.
  2. Miami’ye Expedia dan aldığım bir turla 3 gün tatile gittim.
  3. Gene günübirlik Philadelphia’ da bir festivale katıldım.
Central Park
  • NEW YORK’ un Central Park’ ı o kadar güzel ki! Ben mesela boş günlerimde kitabımı, sandviçimi kahvemi alıp çok gittim, kendime özel bir yer bile bulmuştum tam göl kenarı tenhada. Şehrin tüm stresine, hayatın tüm hızlı akışına bu muhteşem parkın kapısından girdiğiniz anda bir “es” vermiş oluyorsunuz. Ve o kadar iyi geliyor ki anlatamam! Bazı günlerde gidip tek başıma paten kayardım parkta. Tabii bir gün düşüp asfaltta uzun süre kayıp tüm ambulansları başıma toplasam da o ana kadar oldukça keyifliydi =) Sonra da metrolarda sol tarafımın tamamen sargıda olmasının sürekli oturulacak yer verilmesiyle kaymağını yedim. Bu sayede Amerika’ da edindiğim hayat derslerinden biri de kötü şeylerin iyi yanlarını görmek oldu 🙂
  • Tabii ki şehirde başka gezip görebileceğiniz çok yer var! Özgürlük anıtı, Empire States bunların en klişeleri… onun dışında Brooklyn köprüsünün ayağındaki PIER’ de içkinizi yudumlayabilirsiniz, milyon tane müzeyi ziyaret edebilirsiniz – mesela Guggenheim müzesindeki muhteşem eserleri görebilirsiniz–  Manhattan downtownda, Soho’da takılabilirsiniz. Yaz aylarında tek metro hattı üzerinden Brighton Beach’ e gidip güneşlenebilir, iyi gününüzdeyseniz yüzebilirsiniz bile! 5. Caddede alamayacağınız şeylere bakarak yürüyebilir, Breakfast at Tiffanys’ de Audrey Hepburn’ u anabilirsiniz. Times meydanındaki konserlere katılabilir hatta ve hatta sadece caddedeki kalabalığa dalıp tatlı tatlı yürüyebilirsiniz! Çünkü New York’ tasınız!

New York şehri ile ilgili daha detaylı bilgiye sahip olmak ve New York’ ta bulunan Dil Okullarını görmek için New York sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

New York

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir